Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanların Milletvekili Adayı Olmak İçin Görevinden Çekilmesi Gerekmekte midir?

Seçim sürecinde tartışma konularında biri de Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların milletvekili adayı olmak için görevinden çekilmesi gerekip gerekmediğidir. Konuya dair Anayasa ve seçim kanunlarında açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda ilgili mevzuat, Yüksek yargı organları kararları ve hukuk ilkeleri bütünlüğü içinde yorum yoluyla konunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

1. Anayasa ve Seçim Mevzuatında Adaylık İçin Görevde Çekilme

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Milletvekili seçilme yeterliliği” başlıklı 76. maddesinin 3. fıkrasında; “Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ve Silahlı Kuvvetler mensupları, görevlerinden çekilmedikçe, aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler.” denilmektedir.

2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun “Adaylık için görevden çekilmesi gerekenler” başlıklı 5980 sayılı Kanun ile değişik 18. maddesinde; “Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, aday olmak isteyen belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, aday olmak isteyen siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar genel ve ara seçimlerin başlangıcından bir ay önce seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde yenileme kararının ilanından başlayarak yedi gün içinde görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmadıkça adaylıklarını koyamazlar ve aday gösterilemezler.”.

6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun “Adayların görevden ayrılması ve göreve dönmesi” başlıklı 11. maddesinde; “Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır. Bu durum Yüksek Seçim Kurulunca aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir.” denilmektedir.

Anılan düzenlemelerde milletvekili adaylığı için görevden çekilmesi gerekenler arasında “Cumhurbaşkanı yardımcıları” ve “bakanlar” sayılmamıştır.

2. Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu Kararlarına Göre Görevden Çekilme

Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar, 2839 sayılı Kanunun 18. maddesinde ve 6271 Kanunun 11. maddesinde belirtilen; adaylık için görevden çekilmesi gerekenler arasında sayılmadığından milletvekili seçimlerinde aday olabilmeleri için istifa etmeleri gerekmemektedir. Her iki düzenlemede de sayma yoluyla kimlerin çekilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Yorum yoluyla 2839 sayılı Kanun ile 6271 sayılı Kanunda geçen “yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri,” ibaresinin, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları kapsadığı ileri sürülemez. Bu kişilerin klasik devlet memuru olmadığı, statülerinin Anayasa ile belirlendiği açıktır. Anayasa’da Cumhurbaşkanı yardımcıları bakanların atanmaları ve görevden alınmaları (m.104/8, 106/4), siyasi sorumlulukları (m.106/4), göreve başlamaları (m.106/4), işledikleri suçlar bakımından soruşturulmaları (m.106/5-7), dokunulmazlık hakları (m.106/10), görev ve yetkileri (m.106/11) özel olarak düzenlenmiştir.

Nitekim Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun 11. maddesi kapsamında yeniden aday olan Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve Bakanlar için görevden çekilme zorunluluğunun öngörülmemesinin Anayasa aykırılığı iddiası hakkında şu kararı vermiştir:

“Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların aday olmaları halinde görevden çekilme zorunluluğu getirilmemiş olmasının bu kişilerin görevlerinin niteliğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kanun koyucunun Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların görevlerinden ayrılmaları ve bu görevlerin geçici olarak başkaları tarafından yürütülmesinin, seçim döneminde aksaklıklara neden olabileceğini gözeterek tercihini dava konusu kural doğrultusunda kullanması takdir yetkisi içindedir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların diğer kamu görevlileri ile aynı hukuksal durumda oldukları söylenemeyeceğinden bu kişiler bakımından Cumhurbaşkanlığına aday olmaları halinde görevden çekilme zorunluluğu getirilmemiş olmasında eşitlik ilkesine aykırı bir yön bulunmamaktadır”[1].

Yüksek Seçim Kurulu, 2014 seçimlerinden önce adaylığını koyan Başbakanın istifasının gerekli olup olmadığına ilişkin değerlendirmede bulunurken bakanların görevden seçilmesi ile ilgili şu değerlendirmeyi yapmıştır:

“Esasen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun söz konusu maddelerinin salt kendi içlerinde değerlendirilmeleri de aynı görüşü doğrulamaktadır. Nitekim her üç kanunda da görevlerinden çekilmeleri/ayrılmış sayılmaları gerekenler arasında yüksek yargı organları, silahlı kuvvetler mensupları gibi özellik arz edenler veya yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları gibi tereddüde neden olabilecek olanlar görev unvanı olarak belirtilerek sayıldığı halde, hem siyasal fonksiyonu bulunan hem de idarede en yetkili amir olarak yer alan ve bu nedenle dikkate değer bir özellik taşıyan Başbakan ve bakanlardan söz edilmemiştir. Öte yandan yasalarda yer alan “kamu görevlileri” deyimi genel ve soyut bir kavram olarak verilmemiş, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsünde olmamakla birlikte yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan görevlilerini belirtmek için kullanılmıştır. İdaredeki yeri ve hukuki durumu itibariyle başbakan ve bakanların, yasa koyucu tarafından seçim hukuku açısından “yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri” deyimi içinde ifade edildiğini kabul etmek mümkün görülmemiştir. Anayasa’nın genel seçimlerden önce Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının görevlerinden çekilmelerini, böylece seçimle ilgili işlerde tarafsızlığın sağlanmasını öngören ve içeriği bakımından konuya ilişkin özel bir düzenleme niteliği gösteren 114. maddesinde de sadece Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinden önce” görevden çekilmelerini düzenlemiş, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak görevden çekilmeye hükümde yer verilmediği gibi, genel seçimlerde dahi sadece anılan üç bakanın görevden çekilmesinin hükme bağlanmış olması da bu görüşün başka bir teyidi niteliğindedir.”[2].

Sonuç olarak, Anayasa ve seçim mevzuatında milletvekilliği için görevden çekilmesi gerekenler sayma yoluyla belirtildiği halde, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar sayılmadığından; Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulunun yukarıda aktarılan kararlarında da işaret edildiği gibi Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların hukuki statüsü Anayasa’da özel olarak belirlendiğinden ve bu nedenle “diğer kamu görevlileri” kategorisinde görülemeyeceği açık olduğundan, milletvekili adaylığı için istifa etmeleri gerekmemektedir. İlgili mevzuatta bir çok üst düzey kamu görevlisi unvan olarak belirtilmişken, Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların, “diğer kamu görevlisi” kategorisi içinde değerlendirildiği düşünülemez. Ayrıca milletvekilliğine adaylık seçilme hakkının bir unsuru olduğundan, görevden çekilme bu hakka ilişkin getirilmiş bir sınırlamadır. Anayasa’nın 13. maddesine göre sınırlamalar ancak kanunla belirlenir. Seçim mevzuatında Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanların görevden çekilmesi gerektiğine dair bir sınırlama bulunmamaktadır. Sınırlamalar dar yorumlanır ilkesi gereğince, yorum yoluyla bakanların çekilmesi gerektiğine dair bir sunuca ulaşılamaz. Anayasa’da Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanların görevinin, yenisi seçilip yemin ederek göreve başlayıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Devlette devamlılık ilkesi gereğince bu kişilerin seçimlerde adaylık için çekilmesi düzenlenmemiştir.

14.04.2023

Prof.Dr. Abdurrahman EREN


[1]  AYM, E.2012/30, K.2012/96, 15/06/2012. 

[2] YSK, Karar No: 2014/3237, 12.07.2014.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın