Erken Seçim Olması Durumunda Siyasi Partilere Mali Yardım Yapılabilir mi?

Bu günlerde kamuoyunda muhtemel bir erken seçim durumunda, siyasi partilere ikinci kez mali yardım yapılıp yapılamayacağı tartışılmaktadır. Bu makalede, mevcut Anayasa ve Yasal düzenlemelerin bu yardımı mümkün kılıp kılmadığı veya bir yasa değişikliği yoluyla böyle bir yardımın sağlanıp sağlanamayacağı konusu ele alınacaktır.

Siyasi partilere neden devlet mali yardım yapmaktadır?

Siyasi partiler özel hukuk tüzel kişisi olmakla birlikte, üstlendikleri “kamusal işlev” göz önünde bulundurularak, siyasi partilere devletçe mali yardım yapılması kabul edilmektedir. Benzer şekilde kamu yararına çalışan derneklere de devletçe mali yardım yapılır. Siyasi partiler de dernekler gibi işlevlerini yerine getirebilmek için ihtiyaç duydukları mali kaynakları, üye ve milletvekili aidatı ve bağışlar gibi özel gelir kaynaklarından da sağlayabilir. Siyasi partilere mali yardım yapılmasının bir diğer nedeni de, seçimlerin serbestçe yapılmasını sağlamaktır. Siyasi partiler, serbest seçimler yoluyla ulusal iradenin oluşumunu sağlamaktadır. Devletçe mali yardım yapılarak, siyasi partilerin, paraca güçlü bazı kişi ve kuruluşların etki ve baskısı altına düşmesi engellenmek istemektedir. Tüm harcamaların Devlet bütçesinden karşılanması da siyasal partilerin özel hukuk tüzel kişisi olması niteliğiyle bağdaşmaz

.

Çok partili siyasi hayat ve serbest seçimler liberal demokrasinin temel gerekleri olarak kabul edilir. Bu nedenle siyasi parti özgürlüğü ve serbest seçimler insan hakları sözleşmeleri ve anayasalar ile güvence altına alınmaktadır. Nitekim, Anayasa’nın 68. maddesinde “…Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır… Siyasi partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar. Partilere yapılacak yardımın, alacakları üye aidatının ve bağışların tabi olduğu esaslar kanunla düzenlenir” hükmüne yer verilmektedir. Bu hüküm, siyasi partiler bakımından devlet yardımını bir hak olarak düzenlemektedir. Hakkın kapsamına ilişkin “yeterli düzeyde” ve “hakça mali yardım” yapılması şeklinde iki ölçü getirilmiştir. Kanun koyucu bu iki ölçütü dikkate alarak, siyasi partilere mali yardımın kapsamını serbestçe belirleyebilir.

Bu kapsamda Siyasi Partiler Kanunu’nun Ek 1. Maddesinde “Devletçe yardım” kenar başlığı ile konu düzenlenmiştir:

“Ek Madde 1 – (27/6/1984 – 3032/2 md. ile gelen Ek Madde hükmü olup teselsül için numaralandırılmıştır.) Yüksek Seçim Kurulunca son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 33 üncü maddesindeki genel barajı aşmış bulunan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplamının beşbinde ikisi oranında ödenek mali yıl için konur.

(Değişik birinci cümle: 12/8/1999 – 4445/21 md.) Bu ödenek, yukarıdaki fıkra gereğince Devlet yardımı yapılacak siyasi partiler arasında, bu partilerin genel seçim sonrasında Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilen toplam geçerli oy sayıları ile orantılı olarak bölüştürülmek suretiyle her yıl ödenir. Bu ödemelerin o yılki genel bütçe kanununun yürürlüğe girmesini takiben on gün içinde tamamlanması zorunludur.

(Mülga üçüncü fıkra: 12/8/1999 – 4445/21 md.) (Değişik dördüncü fıkra: 2/3/2014 – 6529/4 md.) Bu madde uyarınca yapılacak yardımlar sadece parti ihtiyaçları veya parti çalışmalarında kullanılır.

(Ek fıkra: 7/8/1988 – 3470/1 md.; Değişik beşinci fıkra: 2/3/2014 – 6529/4 md.) Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların %3’ünden fazlasını alan siyasi partilere de Devlet yardımı yapılır. Bu yardım en az Devlet yardımı alan siyasi partinin ikinci fıkra gereğince almış olduğu yardım ve genel seçimlerde aldığı toplam geçerli oy esas alınarak kazandıkları oyla orantılı olarak yapılır. Bu fıkra uyarınca yapılacak yardım bir milyon Türk Lirasından az olamaz. Bunun için her yıl Maliye Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulur.

(Ek fıkra: 7/8/1988 – 3470/1 md.)Yukarıdaki fıkralarda öngörülen yardım miktarları; bu yardımdan faydalanabilecek siyasi partilere, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl üç katı, mahalli idareler genel seçim yılı için iki katı olarak ödenir. Her iki seçim aynı yıl içerisinde yapıldığında bu ödemenin miktarı üç katı geçemez. Bu fıkra gereğince yapılacak katlı ödemeler, Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimine dair kararının ilanını izleyen 10 gün içinde yapılır.

(Ek fıkra: 12/8/1999 – 4445/21 md.) Bu Kanunun 76 ncı maddesi hükmü dairesinde gelirleri Hazineye irat kaydedilen ve taşınmaz malları Hazine adına tapuya tescil edilen siyasi partilere, bu madde gereğince yapılacak Devlet yardımından, Hazineye irat kaydedilen gelirin Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların toplam değerinin iki katı indirilir”.

2820 sayılı Yasanın Ek 1. maddesinde siyasi partilere Devlet yardımı, son milletvekili seçiminde 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 33 üncü maddesindeki %10 genel barajı aşmak veya toplam geçerli oyların en az % 3’ünden fazla oy almış olmak şartıyla ve partilerin seçimde aldıkları oylarla orantılı şekilde her yıl Devlet yardımı alacakları kurala bağlanmıştır. Bu düzenleme ile siyasi partiler her yıl bütçede ayrılan ödenek kapsamında bir defa yardım öngörülmüştür.

Bir yılda ikinci genel seçim için siyasi partilere mali yardım yapılabilir mi?

Maddenin lafzında açıkça bir yılda iki genel seçim yapıldığında siyasi partilere mali yardım yapılıp yapılmayacağı konusunda bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda kanunda bir boşluk bulunduğu kabul edilip yorum yoluyla boşluğun giderilmesi gerekir.

Kanun maddesinin lafzi yorumundan, siyasi partilere seçim yardımının her yıl bütçeden ayrılan bir pay oranında yapılacağı ifade edilmektedir. Genel seçimlerde %10 barajını aşan siyasi partilere, “her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplamının beşbinde ikisi oranında ödenek mali yıl için konur.” denilmektedir. Aynı şekilde “Milletvekili genel seçimlerinde toplam geçerli oyların %3’ünden fazlasını alan siyasi partilere de Devlet yardımı yapılır. (…)Bunun için her yıl Maliye Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulur” denilmektedir. Bu iki hükmün açık ifadesine göre, siyasi partilere yapılacak Devlet yardımı “her yıl bütçede ayrıca ödenek konulmasını” gerektirmektedir. Bu ödeneğin bir seçim için öngörüldüğü açıktır.

Bir yılda iki seçim yapılması halinde, yıllık bütçede ayrıca bir ödenek ayrılmamış olacağından, ikinci seçim için bir ödemenin yapılması öngörülmemiştir. Bu sonuca yine aynı maddede yer alan şu hükümden yola çıkılarak da varılabilir: “Yukarıdaki fıkralarda öngörülen yardım miktarları; bu yardımdan faydalanabilecek siyasi partilere, milletvekili genel seçiminin yapılacağı yıl üç katı, mahalli idareler genel seçim yılı için iki katı olarak ödenir. Her iki seçim aynı yıl içerisinde yapıldığında bu ödemenin miktarı üç katı geçemez”.Görüldüğü gibi Kanun koyucu, aynı yıl içinde genel seçim ve mahalli idare seçimlerinin yapılması durumunda ödeme miktarını sınırlandırmıştır. Aynı yıl içinde iki genel seçim için ödeme yapılması mümkün görülürse, bu ödemenin kaç kat yapılacağı da sorunludur. Ayrıca Kanun koyucu aynı yıl içinde genel seçim ve mahalli seçimi öngörmüş, buna karşın iki genel seçimi veya yerel seçimi düzenlememiştir.

Bu nedenle mevcut düzenleme kapsamında, bir yılda yapılacak ikinci genel seçim için ikinci kez mali yardım yapılması Kanunun lafzına ve amacına uygun bir yorum olmayacaktır.

Kanun değişikliğine gidilerek ek mali yardım öngörülebilir mi?

Siyasi partilere devlet yardımı bütçede ayrılan ödenek üzerinden yapıldığına göre, bütçe kanununda ve Siyasi Partiler Kanunu’nun Ek 1. Maddesinde yapılacak bir değişiklik ile mali yardım sağlanabilir mi?

Anayasamızın 163. maddesinde “Bütçelerde değişiklik yapılabilme esasları” düzenlenmiştir. Maddeye göre “(Değişik: 29/10/2005-5428/5 md.) Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve tekliflerinde, belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi zorunludur”. Bu hüküm gereğince “mali kaynak gösterilmek” şartıyla, “carî yıl bütçesinde ödenek artışı öngören kanun değişikliği” yapmak mümkündür.

Bütçe kanun değişikliği ile siyasi partilere bir yılda ikinci kez mali yardım yapılabilmesi için öncelikle Siyasi Partiler Kanununda buna imkan veren bir değişiklik yapılması gerekmektedir. Mevcut düzenlemede sadece, yıllık bütçede ayrılan ödeneğin üç katı verilebileceği düzenlenmiştir. İkinci bir ödemenin kanunla düzenlenmesi gerekir. Aksi halde bir yılda ayrılan bütçenin altı katı ödeme yapılmış olacaktır. Bu durum Kanunun lafzına aykırıdır.

Siyasi Partiler Kanununda bu yönde bir değişiklik yapılması mümkün olmakla birlikte bu değişikliğin yapılacak ilk genel seçimlerde uygulanması mümkün olmayacaktır. Anayasa’nın 67. Maddesinin son fıkrasına göre, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz”. Dolayısıyla Siyasi Partiler Kanunu’nda seçimlere ilgilendiren böyle bir değişikliğin, bir yıl içinde uygulanması mümkün değildir. Ancak, Anayasanın 67. Maddesinin son fıkrasının kaldırılması sonrası bu tür değişiklikler yapılabilir.

Olması gereken hukuk bakımından böyle bir değişiklik yapılmalı mı?

“Çok partili siyasi hayat ve serbest seçimler” liberal demokrasi bakımından olmazsa olmazdır. Bu nedenle siyasi partilerin serbestçe kurulması ve serbestçe seçimlerin yapılması temel insan hakları arasında düzenlenmiştir. Ancak bu hak mutlak bir hak olmayıp, belli sınırlamalara tabi tutulabilir. Nitekim Anayasamızın 67. Maddesinde, “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir” demektedir. Daha özel bir şekilde 68. Maddenin son fıkrasında, “Siyasi partilere, Devlet, yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapar” denilmektedir. Bu ilkeler gözetilerek, yasama organı siyasi partilere ne miktarda ve hangi zaman aralığı gözetilerek mali yardım yapabileceğini takdir edebilir.

Böyle bir düzenleme yapılırken bu ilkelerin birini diğerine tercih etmek yerine tüm ilkeler göz önüne alınarak bu ilkelerin bağdaştırılması esastır. Siyasi partilere mali yardım yapılması temsilde adalet ve serbest seçimler bakımından önemlidir. Ancak, seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerde “yönetimde istikrar” ilkesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Mevcut düzenlemeler, siyasi partilere mali yardım konusunda bu ilkelere uygun olarak, %3 oy oranını aşan partiler için her yıl yıllık bütçeden bir ödenek ayrılmasını öngörmüştür. Bir yıl içinde ikinci kez genel seçime gidilmesini özendiren veya kolaylaştıran ikinci mali yardım anlayışı, başta “yönetimde istikrar” ilkesine uygun olmayacağı gibi, devlet bütçesine getireceği yük bakımından da “hakça” olmayacaktır. Bu nedenle, bir yıllık süre içinde erken seçimi göze alan partilerin, bu mali yükü de göze alması gerekir. Bu anlayış aynı zamanda “rasyonelleştirilmiş parlamentarizm” anlayışın da uygun olacaktır. Hükümetin kurulmasını kolaylaştırıcı, erken seçimi zorlaştırıcı yönde düzenlemeler, hem yönetimde istikrar ilkesine hem de parlamenter sistemin ruhuna daha uygundur.

Sonuç

Anayasamızın 68. Maddesinde siyasi partilere yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapılması öngörülmüş ve bu kapsamda 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun Ek 1. Maddesinde mali yardımın koşulları düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, genel seçimlerde %3 barajını aşan partilere her yıl oy oranına göre bütçeden bir ödenek ayrılır. Bu ödenek yıllık bütçe ile öngörüldüğünden, bir yıl içinde ikinci bir genel seçim yapılması halinde ikinci seçim için siyasi partilere mali yardım yapılamaz görüşündeyiz. Siyasi partiler kanunu ve bütçe kanununda yapılacak değişiklikle mali yardımın önü açılabilirse de, Anayasanın 67. Maddesi gereğince, bu yöndeki bir değişiklik, bir yıl içinde yapılacak genel seçimlerde uygulanamaz. Kanaatimizce, bu konu yasama organının takdirinde olmakla birlikte, konuya ilişkin anayasal ilkeler ve özellikle “yönetimde istikrar” ve “hakça mali yardım” ilkeleri gereğince böyle bir değişikliğin yapılması yerinde olmayacaktır.

Prof.Dr. Abdurrahman EREN/15.08.2015

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın